HACIBEKTAŞ HEYKELLE TANIŞIYOR

Taylan SÜMER

HACIBEKTAŞ HEYKELLE TANIŞIYOR
Hacıbektaş’ın ilk heykeli, Hacı Bektaş Veli Dergahı’nın ikinci avlusunda bulunan ve özellikle
Aleviler-Bektaşilerce kutsal kabul edilen Aslanlı Çeşme yapısındaki aslan heykelidir. Aslan
heykeli, 1853/54 yılında Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan gelen Fatma
Hanım tarafından Dergaha hediye edilmiş. Zaman içerisinde bu çeşme ve aslanı herkes
tarafından çok ilgi görmüş ve aslanın ağzından suyun akması dilden dile dolaşarak büyük bir
merak konusu olmuş.
Hacıbektaş, anıtsal nitelikteki ilk heykelle ise 1970’li yıllarda tanışır. Hacıbektaş Turizm
Derneği tarafından Nevşehir’in yetiştirdiği en önemli sanatçılardan birisi olan Derinkuyulu
heykeltıraş Hakkı ATAMULU’ya yaptırılan Hacı Bektaş Veli’nin anıt heykeli, 1977 yılında
yapılacak olan 16 Ağustos Hacı Bektaş Veli Anma ve Kültür-Sanat Etkinlikleri’ne yetiştirilir
ve eski Belediye binasının önüne, Cumhuriyet Meydanı’na dikilir.
“Anadolu insanı, heykelleri önce sanat galerilerinde değil meydanlarda görür.”
Bir toplumda yaşayan bireylerin en büyük kamusal mekanı olan meydanlar, semboller ve
imgelerle yaşamın merkezinde kalarak varlığını sürdürür. Meydanlar o kültüre ait tarihi,
sosyal, dinsel, psikolojik, siyasi vb. donatılarla yüklenerek bir kimlik kazanırlar ve her zaman
insanın hayatında olurlar. Zamanın ruhunu yansıtan meydanlara insan yorumunun katılması
kaçınılmaz olduğundan birçok meydan bir süre sonra kimliğinin de değişiklikler yaşayabilir.
Onun için meydanlar, bazı kimliklerini unutabilir bazen de bazı kimliklerine sadık kalarak
üzerine yeni ve farklı kimlikler edinebilir. İşte bu yüzdendir ki meydanların en önemli
kimliklerinin başında heykel gelir.
Anadolu insanının anıt heykelle olan ilk tanışması da Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren
yurdun her bir tarafına bir kentin ya da kasabanın en önemli meydanına dikilen Atatürk
heykellerine dayanır. Hakkı ATAMULU’da yaptığı birçok Atatürk heykeliyle tanınır.
Derinkuyu’daki yontma taştan yaptığı devasa boyuttaki Atatürk heykeli ile Nevşehir Valilik
Binası önündeki at üzerinde Atatürk heykeli bu heykellerden birkaçıdır. 1946 yılında yaptığı
bir diğer önemli eseri olan ve Nevşehir’de bulunan Damat İbrahim Paşa heykeli için ünlü
heykeltıraş Rudolf Belling, “Şimdiye kadar Türkiye’de yapılan en güzel yapıttır” der.
Türk edebiyatında ve özellikle Türk şiirinde Garip Akımı’nın en önemli temsilcilerinden biri
olan Melih Cevdet ANDAY, Kapadokya izlenimlerini anlattığı ve 11 Ocak 1979 tarihinde
Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan “Kapadokya Yolculuğu” konulu yazı dizisinde Hakkı
ATAMULU ile karşılaşmasından ve onun yaptığı Hacı Bektaş Veli heykelinde bahseder:
“Sanatçının evinde idik, onu dinliyorduk. Yapıtlarını, özellikle de Hacıbektaş’a yeni diktiği
Hacı Bektaş Veli yonutunu anlatıyordu. Az sonra bahçenin arkasındaki atölyeye geçtiğimizde
bu yapıtın ayrıntılı fotoğraflarını da gördük. Hakkı ATAMULU, Hacı Bektaş Veli’yi, hem bir
bilgin hem de bir eylem adamı olarak düşünmüş, tasarısını ona göre hazırlamıştı. Hacı
Bektaş Veli’nin Asya’dan Anadolu’ya güvercin olup geldiğine ilişkin masalı ansıtmam üzerine
bu usta sanatçımız, yonutun bir yanında yer almış olan güvercini bana gösterdi”

Türk heykel sanatının en önemli temsilcilerinden birisi olan Hakkı ATAMULU’nun yaklaşık
3 m yüksekliğinde, bronzdan yapmış olduğu bu bahsedilen Hacı Bektaş Veli heykeli, yıllar
içinde çok sevilir ve bir yerde o kadar önem ve kutsiyet kazanır ki Hacıbektaş’ın
sembollerinden birisi haline gelir.
Hacı Bektaş Veli Heykeli, uzun yıllar ilk konulduğu yer olan eski Belediye Binası önünde
sergilendikten sonra 90’lı yıllarda meydanda yeni bir çevre düzenlemesine gidilmesi
nedeniyle bulunduğu yerden kaldırılarak yine Cumhuriyet meydanında eski Ziraat Bankası
binasının olduğu yerde (günümüzde burada Atatürk heykeli bulunuyor) sergilenmeye
başlanır. Heykel, daha sonra Hacı Bektaş Veli Dergahı ve Müzesi önünde yer alan Kültür
Merkezi kompleksinin tamamlanmasıyla birlikte 2000-2005 yılları arasında şimdiki yerine
konulur. Hacı Bektaş Veli heykeline bakıldığında, teşbihte hata olmasın; gözlerinin baktığı
tarafa yönelmemizi işaret etmesi ve sağ eli ile kendi dergahını göstermesi heykel ve dergah
arasında dengeli ve güzel bir kompozisyon oluşturarak, benim asıl yerim burasıydı dercesine
şimdiki yerinin daha uygun olduğunu destekler ve bunu bir yerde de anlamlı kılar.
Hünkarın hoşgörüsünün ve sevgisinin güzel bir yorumu olan Hacı Bektaş Veli heykelinde;
sanatçı, O’nun sağ elini havaya doğru kaldırarak “Hakk’tan aldığını halkına veren”
düsturunu vurgular. Bununla birlikte, bir yerde elin bu hareketi Hünkarın, tüm insanlığa aynı
nazarda baktığının ve hiçbir milleti ve insanı ayıplamayıp, onları kucakladığının da bir
ifadesidir. Diğer elin, yani sol elin altına konulan kitapla da öğretisinin temeli olan
“Okunacak en büyük kitap insandır” anlatılır. Başındaki Pir tacı olan Elif-i Taç ve hırkası ile
güzel bir ifade verilmiş olan heykelin sağ ayağının yanına güvercin konularak Hacı Bektaş
Veli’nin “Güvercin donunda” Sulucakarahöyüğe (bugünkü Hacıbektaş) geldiği ve tüm
Anadolu’ya barışı getirdiği de hatırlatılır.
Onun içindir ki Hacı Bektaş Veli Dergahı’na gelen canlar, ya dergaha girip ziyaret ettikten
sonra ya da daha dergaha girmeden burası da sanki bir ziyaret yeri gibi hislerle Hacı Bektaş
Veli heykelinin önüne gelirler ve aynı o heykelin duruş pozisyonunda olduğu gibi sağ ellerini
kaldırarak “Bizlere, Hacıbektaş’tan bir hatıra kalsın!” fotoğrafını gülümseyen gözlerle,
mutlulukla çektirirler. Bazen öyle anlar da olur ki Hacı Bektaş Veli heykelinin önü insan
kalabalığından geçilmez ve herkes fotoğraf çektirmek derdine düştüğünden zaman zaman
orada sıra da olur. Bu bana her zaman şunu düşündürmüştür. “Acaba, Hacı Bektaş Veli
heykeli, ülkemizde en çok fotoğrafı çekilen heykellerin başında, ilk sıralarında mı geliyor!”
Bu arada, Hacıbektaş’a heykel dikilmesi sadece Hacı Bektaş Veli heykeli ile sınırlı
kalmamıştır. Hacıbektaş’ın eski Belediye başkanlarından Yakup GÜRSES’de 1960’lı
yıllardan itibaren kabartma tekniğinde Hacı Bektaş Veli ve Atatürk rölyefleri ile birçok büst
ve heykel yapar. Zamanla Hacı Bektaş Veli ve Atatürk haricinde farklı sanatçıların elinden
çıkan birçok heykel yine Hacıbektaş’ta özellikle Çilehane’de (Delikli taş) sergilenmeye
başlanır.
“Sevgi, Muhabbet kaynar yanan ocağımızda
Aslanlarla, ceylanlar dosttur kucağımızda” (Hacı Bektaş Veli)

Hacı Bektaş Veli Dergahı ve Müzesi’nde Meydan Evi’nin tam karşısında ocağın üstünde Hacı
Bektaş Veli’nin orijinal bir tablosu sergilenmektedir. Hacı Bektaş Veli’yi kucağında aslan ve
ceylan ile gösteren bu tablo, insanlar tarafından o kadar çok sevilmiş ki! özellikle AlevilerinBektaşilerin
evlerinde, Cem evlerinde, meydanlarında ve diğer dergahlarında her zaman
başucunda yer almış, bir yerde büyük bir kutsallık kazanmıştır.
Bundan dolayıdır ki Hacı Bektaş Veli; resim, heykel ve diğer sanat dallarında genelde
kucağında aslan ve ceylan ile gösterilir olmuştur. Kainattaki zıtlıkların bir arada olabilirliğini
vurgulayan bu kompozisyonda asıl anlatılmak istenen aslında Hacı Bektaş Veli’nin
“Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız!” öğretisidir. Bu düşünceden hareketle
1990’lı yılların ortalarında Çilehane’ye Hacı Bektaş Veli’yi aslan ve ceylan ile gösteren bir
anıt heykel dikilir. 2000’li yılların başında aynı kompozisyonda(aslan ve ceylan ile) benzer bir
Hacı Bektaş Veli heykeli de Kırşehir yolu üzerine konulur ve Hacıbektaş’a gelen
ziyaretçilerini karşılar.
“ Bir ilçe düşünün! bu kadar heykelin çok olduğu…”
Yedi Ulu Ozan Büstleri (Pir Sultan Abdal, Fuzuli, Kul Himmet, Şah Hatayi, Nesimi, Virani,
Yemini), Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Aşık Veysel, Aşık Daimi, Feyzullah Çınar, Aşık
İbrahim, Davut Sulari, Aşık Mahzuni Şerif, Nazım Hikmet ve Hasret Gültekin heykelleri de
yıllar içinde Hacıbektaş’a getirilir ve Çilehane’ye konulur. Hacıbektaş’a gelen canlar,
Çilehane’yi ziyaret ettiklerinde Delikli taştan çıkıp mutlu oldukları gibi bahsedilen bu
heykelleri gördüklerinde de mutlu olurlar ve sanki onlarla sohbet ederek biraz olsun
yanlarında kalırlar.
“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği
şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”(Mustafa Kemal
ATATÜRK)
Kaynakça: https://www.nevsehirkentrehberim.com/?pnum=53&pt=Hakk%C4%B1%20Atamulu%20
https://www.ndhaber.com.tr/melih-cevdet-andaya-gore-hakki-atamulu-ve-derinkuyu–osmanaytekinin-kaleminden-n-9324965
17 Ocak 1979 tarihli Cumhuriyet Gazetesi
Nafiz ünlüyurt

HACIBEKTAŞ HEYKELLE TANIŞIYOR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir